26 Nisan 2013 Cuma

İskelet sistemi bozuklukları ve korunma yolları



İskelet sistemi bozuklukları genellikle duruş (postür) vücut kısımlarının diziliş ve düzenindeki bozuklukları kapsar. 

Postür ; statik veya dinamik olarak ikiye ayrılır. Oturma, ayakta durma, yatma sırasında vücudun duruş şekline statik postür (sabit duruş), hareket esnasında vücudun duruş şekline ise dinamik postür (hareketli duruş) denilir. 
Normal postür (duruş) nedir ? 
Kas iskelet sisteminde bir zorlanmaya sebep olmayan, vücudun normal eğriliklerinin korunduğu, eklemlere uygulanan kuvvetlerin dengeli dağıldığı duruşa normal postür yada normal duruş denilir. 

İyi bir postür eğitimi çocukluk yaşından itibaren başlar. Kötü postür hayatın ileri dönemlerinde karşılaşılabilecek birçok romatizmal hastalığın, organ bozukluklarının ve ruhsal bozuklukların sebebi olabilir.
İdeal ayakta durma pozisyonu 
Baş dik ileri ve geri eğiklik yapmaksızın yanlardan bakıldığında kulaklar tam omuzlar hizasında olmalıdır. Göğüs dik durmalı bel ve boyundaki çukurluklar normalden fazla veya az olmamalıdır. Karın düz olmalıdır. Omuzlar dik olmalı, çökmüş gibi olmamalıdır.
İdeal yatış pozisyonu şudur : 
Yatak sert ve düz olmalı, vücut ağırlığı ile yaylanmamalıdır. Baş ve gövde uyum içinde olmalıdır. Yastık çok alçak veya çok yüksek olmamalı, boyundaki çukurluğu destekleyecek kadar olmalıdır. Çok yumuşak yastıklar zararlıdır. Ayrıca çok sert ve yüksek yastıklar başın askıda kalmasına ve boynun zorlanmasına sebep olur.

İdeal oturma pozisyonu şudur :
Oturma postürü ayakta durma postürüne göre daha gevşek bir postürdür. İdeal bir oturmada yük her iki kalça üzerine eşit olarak dağılmalı, bel ve sırt dik olmalıdır. Oturulan yer yeterli yükseklikte olmalı, her iki ayak yere eşit olarak temas etmelidir. Çalışma esnasında öne eğilmeyi önlemek için masaya yakın oturulmalı, araba kullanılıyorsa direksiyona yakın olunmalıdır. Sırt ve mümkünse baş, eğimi hafif arkaya bakan bir destekle desteklenmelidir. Otururken kolların bir destekle desteklenmesi omuz ve boyuna binen yükü azaltır.

Sık rastlanan duruş bozuklukları ve sebepleri şunlardır:
Kifoz (kamburluk) : Sırt omurgasının öne doğru eğik olmasıdır. Aşırı kilolular ve gebelerde görülebilir. Düz tabanlık gibi deformiteler, ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklar, bel çukurluğunda artma, karın kaslarında zayıflık, zayıf sırt kasları, desteklenmeyen iri göğüsler vs kifozun en önemli sebepleridir. Ayrıca göğüslerin çıkması döneminde kızlar öne eğilerek otururlar bu da dorsal kifoza (kamburluk) sebep olur, bu durum daha sonraki boyun, omuz ve sırt ağrılarına zemin hazırlayabilir. Kifoz kürek kemiği hareketlerini etkileyerek düşük omuz, torasik çıkışın daralması (boyundan çıkıp kollara giden damar ve sinirlerin geçtiği dar bir bölge) gibi ilave problemlere yol açabilir. Osteoporoza bağlı çökme kırıklarında ilerlemiş kifoz deformiteleri görülür.

Lordoz (çukur bel) : Beldeki normal çukurluğun artmasıdır. Karın, sırt, kalça kasları ve bağlarındaki dengesizlikler ve güç kayıpları bel çukurluğunu artırır. Gebelikte bel çukurluğu artar. Ayrıca karın kaslarında gevşeklik, aşırı kilo lomber lordozu artırır. Lomber lordonun en önemli sonucu bel ve bacak ağrılarıdır. Ayrıca omurlarda kayma (spondilolistezis) olan hastalarda lombel lordoz (bel çukurluğu) artmıştır.
Beldeki normal çukurluğun artmasıdır. Karın, sırt, kalça kasları ve bağlarındaki dengesizlikler ve güç kayıpları bel çukurluğunu artırır. Gebelikte bel çukurluğu artar. Ayrıca karın kaslarında gevşeklik, aşırı kilo lomber lordozu artırır. Lomber lordonun en önemli sonucu bel ve bacak ağrılarıdır. Ayrıca omurlarda kayma (spondilolistezis) olan hastalarda lombel lordoz (bel çukurluğu) artmıştır. 
Kifolordoz (kamburluk ve çukur bel) : Bu kişilerde sırtta kamburluk, belde de çukurluk vardır. Kalça öne doğru eğiktir. Bu hastalarda dizler arkaya eğik, kalçalar ise öne eğiktir. Baş öne doğrudur, ancak kamburluktan dolayı boyundaki çukurluk artmıştır. Bu hastalarda boyun, omuz, sırt, bel ve bacak ağrıları sık görülür. 
Bu kişilerde sırtta kamburluk, belde de çukurluk vardır. Kalça öne doğru eğiktir. Bu hastalarda dizler arkaya eğik, kalçalar ise öne eğiktir. Baş öne doğrudur, ancak kamburluktan dolayı boyundaki çukurluk artmıştır. Bu hastalarda boyun, omuz, sırt, bel ve bacak ağrıları sık görülür. 
Arkaya eğik bel: Bu duruş bozukluğunda kalçalar önde, dizler geridedir. Sırt belirginleşmiş, göğüs kafesi öne çıkmış ve vücudun ağırlık merkezi ayağın ön kısmına kaymıştır. Bu duruş bozukluğunda omurga (bel, boyun, sırt) ve omuz ağrıları sık görülür.
Bu duruş bozukluğunda kalçalar önde, dizler geridedir. Sırt belirginleşmiş, göğüs kafesi öne çıkmış ve vücudun ağırlık merkezi ayağın ön kısmına kaymıştır. Bu duruş bozukluğunda omurga (bel, boyun, sırt) ve omuz ağrıları sık görülür. 
Bu tip postürel bozuklukta arka uyluk kasları zayıf ve uzun, tensor fasia lata kası kuvvetli, iliotibial bant gergindir.

Düzleşmiş bel: Bu postürde karın kasları kuvvetli, bel ekstansörleri (doğrultucu kaslar) zayıftır. Kalça ve diz eklemi hiperekstansiyondadır (aşırı doğrulmuş). Kalça fleksörleri (bükücü kaslar) uzun ve zayıf, arka uyluk kasları kısa ve kuvvetlidir. Düzleşmiş belde disklere binen yük arttığı için bel fıtığı riski artar.
Bu postürde karın kasları kuvvetli, bel ekstansörleri (doğrultucu kaslar) zayıftır. Kalça ve diz eklemi hiperekstansiyondadır (aşırı doğrulmuş). Kalça fleksörleri (bükücü kaslar) uzun ve zayıf, arka uyluk kasları kısa ve kuvvetlidir. Düzleşmiş belde disklere binen yük arttığı için bel fıtığı riski artar. 
Düşük omuz : Uzun süre masa başında çalışanlar, bilgisayar ve daktilo gibi klavyeli cihaz kullananlar, borsa çalışanları gibi sürekli bir ekran izlemek zorunda kalanlar, çok fazla miktarda el işi (ince iş) yapanlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş bozuklukları ile çok sık karşılaşırlar. Bu kişilerde aynı pozisyona maruz kalmaktan ve tekrarlayan mikrotravmalardan dolayı omuz ağrıları, boyun ağrıları, kürek kemikleri arasında ağrı, kol ve el bileği ağrıları çok sık görülür. Bazen ciddi boyun fıtıkları, dejeneratif değişiklikler (boyun kireçlenmeleri), rotator manşon tendinitleri, kümülatif travma hastalığı, karpal tünel sendromu ve torasik çıkış sendromları görülebilir. Uzun süreli kötü ve aynı pozisyonda ders çalışan öğrenci ve akademisyenlerde de benzer tablolar görülebilir.
Uzun süre masa başında çalışanlar, bilgisayar ve daktilo gibi klavyeli cihaz kullananlar, borsa çalışanları gibi sürekli bir ekran izlemek zorunda kalanlar, çok fazla miktarda el işi (ince iş) yapanlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş bozuklukları ile çok sık karşılaşırlar. Bu kişilerde aynı pozisyona maruz kalmaktan ve tekrarlayan mikrotravmalardan dolayı omuz ağrıları, boyun ağrıları, kürek kemikleri arasında ağrı, kol ve el bileği ağrıları çok sık görülür. Bazen ciddi boyun fıtıkları, dejeneratif değişiklikler (boyun kireçlenmeleri), rotator manşon tendinitleri, kümülatif travma hastalığı, karpal tünel sendromu ve torasik çıkış sendromları görülebilir. Uzun süreli kötü ve aynı pozisyonda ders çalışan öğrenci ve akademisyenlerde de benzer tablolar görülebilir.

korunma yollarına gelince......

bunun için egzersizler yapılır.

Duruş egzersizleri , bunlar içinde en önem arz eden egzersizlerdir.

Ayakta yapılacak egzersizler 
Çeneniz geride, başınız dik, kollarınız gövdeye yakın, karın düz olacak şekilde yürümeye çalışınız. Kauçuk tabanlı, kaymayan ayakkabıları tercih ediniz. Yürürken ayaklarınız dışa doğru değil öne doğru baksın.

Bir duvara karşı durup kollarınızı kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırın. Bu esnada karnınızı içeri çekerek belinizi düzleştirmeye çalışın. Bu egzersizi yaparken bir kolunuzu kaldırabildiğiniz kadar yukarı kaldırırken, diğer kolunuzu indirebildiğiniz kadar aşağıyı doğru uzatın. Daha sonra kollarınızı değiştirin.

Ellerinizi arkadan bel ortasına getirin. Eğilebildiğiniz kadar arkaya eğilmeye çalışın. Bu esnada karın kaslarınızın kasıldığını hissedin.

Sırtınızı bir duvara yaslayınız, ayaklarınızı 25 cm kadar duvardan uzağa koyunuz. Dizleriniz hafif bükülü durumda iken baş, omuz ve sırtınızı duvarla temas halinde tutunuz. Bu pozisyonda, duvarla temas halinde iken aşağı-yukarı kayın. Sırt bölgenize plastik bir top koyarak bu egzersizi daha etkili hale getirebilirsiniz.
Oturarak yapılacak egzersizler 
Başka bölümlerde anlatılan boyun egzersizleri uzun süre oturmaktan kaynaklanan zorlanmaları dengelemek için kullanılabilir.

Otururken omuzlarınızı kaldırabildiğiniz kadar kaldırın. Sonra omuzlarınızı öne, aşağıya ve arkaya hareket ettirerek daireler çizin. Bu hareketi ayakta da yapabilirsiniz.

Arkalıklı bir sandalyede yada taburede oturun. Kürek kemiklerinizi orta hatta doğru yaklaştırabildiğiniz kadar yaklaştırın.

Arkalıklı bir sandalyeye oturun. Sandalyenin kollarından tutarak sırt bölgenizi sandalyenin üst destek noktasına getirerek geriye doğru geriniz.
Yatarak yapılacak egzersizler 
Dizleriniz bükülüyken sırt üstü uzanın. Başınız ve omuzlarınızı yere koyun. Bu esnada kalça, uyluk ve gövdenizi kaldırarak köprü kurun. Bu egzersizi daha sonra sağ ve sol bacağınızdan ayrı ayrı destek alarak tekrarlayın. 

Dizleriniz bükülü iken sırt üstü yatın. Kalçanız çok hafif kalkarken, karnınızı içe çekin ve bel çukurluğunu yere bastırmaya çalışın.

Sırt üstü dizleriniz bükülü iken yatın, kürek kemiklerinizin arasına rulo haline getirilmiş büyükçe bir havlu koyun. Omuzlarınızı aynı anda yere doğru yaklaştırmaya çalışın.

Yüzüstü uzanın önce sağ sonra sol kolunuzu havaya kaldırmaya çalışın. Aynı hareketi karnınızın altına bir yastık koyarak kollarınız yanda iken tekrar ediniz. Bu hareketi yaparken sağ ve sola doğru gövdenizi esnetin.

www.revir.com adresinden alınmıştır.

Soru ve Cevaplar İle Destek ve Hareket Sistemi


1.Kemiğe sertlik kazandıran maddeler nelerdir?
Kemiğe sertlik kazandıran yapısındaki kalsiyum ve fosfor mineralleridir.
2.Kemik doku nelerden oluşur?
Kan damarları,sinirler ve kemik hücrelerinden oluşur.
3.Kemik canlı mıdır?
Evet.
4.Kemikler kaç çeşittir?
Uzun,kısa ve yassı kemik olmak üzere üç tür kemik vardır.
5.Kemik zarının görevleri nelerdir?
Kemiğin en dış kısmında yer alır. Kemiğin enine büyümesini ve beslenmesinde rol oynar. Ayrıca kırılan kemiğin onarılmasında görevlidir.
6.Sert kemik dokusunun yapısını anlatın.
Kemiğin güçlü ve sağlam olan bölümüdür.
7.Sarı kemik iliği hangi kemikte bulunur?
Sadece uzun kemikte bulunur.
8.Sarı kemik iliği uzun kemiğin neresinde bulunur?
Uzun kemiğin sert kemik dokusunun ortasında bulunur.
9.Sarı kemik iliğinin görevi nedir?
Asıl görevi yağ depolamaktır. Kırmızı kemik iliğinin yetersiz  kaldığı durumlarda kan hücreleri üretir.
10.Sarı kemik iliği hangi kemiklerde bulunmaz?
Yassı ve kısa kemiklerde bulunmaz.
11.Süngerimsi kemik dokuyu açıklayın.
Süngerimsi kemik dokusunda düzensiz boşluklar olduğu için gözenekli bir yapısı vardır. süngerimsi kemik boşluklarında kırmızı kemik iliği bulunur.
12.Kırmızı kemik iliğinin görevi nedir?
Kan hücresi üretir.
13.Kemiklerin görevleri nelerdir?
İskeletimizi oluşturan kemikler vücudumuzun dik durmasını sağlar. Böylece vücudumuza destek olur. Kaslara ve diğer organlara tutunma görevi yapar. Kan yapımında görevlidir. Vücudumuz için gerekli kalsiyum,magnezyum ve fosfor gibi mineraller kemiklerde depo edilir.
14.Kıkırdak nedir?
Kemiklerin birleşme noktalarında bulunan sert olmayan esnek yapılara kıkırdak denir.
15.Kıkırdak başka nerelerde bulunur?
Burnumuz ve kulağımıza kıkırdak şekil verir.
16.Kıkırdağın görevleri nelerdir?
Eklem yüzeylerinde bulundukları için kemiklerin hareketini kolaylaştırır. Uzun kemiklerde kemiğin büyümesini sağlayarak boyca uzamaya yardımcı olur. Yemek ve soluk borumuzda kıkırdaktan oluşmuştur.
17.Eklem nedir?
Kemiklerin bir araya geldikleri yere eklem denir.
18.Vücudumuzda kaç çeşit eklem vardır?
Üç çeşit. Yarı oynar eklem,oynamaz  eklem ve oynar eklem olmak üzere.
19.Yarı oynar eklemin yapısı nasıldır?
Bu eklemlerde,eklemi oluşturan iki kemik arasında kıkırdak bulunur. Aradaki yapının esnekliği oranında kemikler hareket edebilir. Omurgadaki eklemler,bu tür eklemlerdir. Bu eklemlerin hareketi sınırlıdır.
20.Oynamaz eklemin yapısı nasıldır?
Bu eklemlerde kemikler birbirine çok sıkı bağlandığı için bunların arasında boşluk yoktur. Bu yüzden oynamaz eklemler hareket etmez. Kafatası kemikleri ve kuyruk omurları arasındaki eklemler bu tür eklemlerdir.
21.Oynar eklemlerin yapısı nasıldır?
Kol ve bacaklardaki eklemler bu tür eklemlerdendir. Bu eklemlerde kemikler arasındaki boşluk eklem sıvısıyla doludur. Eklem sıvısı ve kıkırdak kemiklerin aşınmasını önler ve hareketi kolaylaştırır.
22.Hareket etmemizi sağlayan yapılar nelerdir?
Hareket etmemizi sağlayan yapılar sadece kemiklerimiz değildir. Kemiklerimiz yanında kaslar ve eklemlerimiz yardımıyla hareketimizi gerçekleştiririz.
23.Kasların özellikleri nelerdir?
Kaslarımızı oluşturan kas hücreleri kasılıp gevşeyerek hareket etmemize yardımcı olur. Hareketimizi sağlayan kaslar çiftler halinde bulunur. Kolumuzu dirseğimizden büktüğümüzde  öndeki kaslar kasılır. Arkadaki kaslar ise gevşer.
24.Kas çeşitleri nelerdir?
Üç çeşit kas vardır. çizgili kas,düz kas ve kalp kası olmak üzere.
25.Çizgili kasın yapısı nasıldır?
İsteğimizle çalışan kaslardır. İskelete bağlı kasların yapısında bulunur.
26.Düz kasın yapısı nasıldır?
İsteğimiz dışında çalışan kaslardır. İç organların yapısında bulunur.
27.Kalp kasının yapısı nasıldır?
İsteğimiz dışında çalışır. Sadece kalpte bulunur. Çizgili kas görünümünde olmasına rağmen düz kas gibi çalışır.
28.Kasılan kas nasıl değişir?
Kısalır,şişer ve sertleşir.
29.Gevşeyen kas nasıl değişir?
Uzar,incelir ve yumuşar.
 30.Destek ve hareket sistemimizin sağlığı için neler yapmalıyız?
Düzenli olarak egzersiz yapmalıyız. Sporla uğraşmalıyız. Koşmak,yürümek ya da tenis oynamak gibi egzersizler kemikleri güçlendirir. Kemiklerimizin sağlıklı kalması ve sağlıklı gelişmesi için dengeli beslenmeli,yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini almalıyız.



www.fenokulu.net adresinden alınmıştır

İSKELET SİSTEMİ İLE İLGİLİ BİLMECELER

Bünyeye verir emir
Uygulattırır bir bir
Uzuv karşı gelemez
Organizmada amir (Beyin)

En tepede bulunur hemen altı alındır
Onaylarda sallanır sanki elin kolundur
Zekilerde konuyu hemencik alır kavrar
Aptallarda bir şeyi anlayamaz kalındır (Kafa)

Evlerin kısım kısım boşluktan küfesidir
Dolapların çekilip itilen kafesidir
Onunla cümle âlem çift oyuktan izlenir
Yara da uç tartı da terazi kefesidir (Göz)

Kavisliyim koy gibi
Kırıkçayım fay gibi
Kiminde kalem kalem
Kimindeyim yay gibi (Kaş)

Kiminde bük gibiyim
Kiminde yok gibiyim
Göz kapağından dışa
Uzarım ok gibiyim (Kiripik)

Çiğner ıslatır yutar
Sindirime güç katar
Tükürüklü bu boşluk
Yüzde barınır yatar (Ağız)

Yarası var kanı yok
Tat almayan yanı yok
Kılıçlardan keskindir
Ama saran kını yok (Dil)

Başın uzun paneli
Koku almak emeli
Yazın toprakla dolar
Kışın Süveyş Kanalı (Burun)

Kuvvet kudret iktidar sebebidir serilmez
Güçlü olmasa bile mukaddestir yerilmez
Çalışmaya yarayan beş kollu bir araçtır
Kavrar yakalar sıkar onsuz bir iş görülmez (El)

Sıcaklık onun dostu soğukluksa tek hasmı
İlettiren taşıyan kat ettirendir ismi
Daha açık haliyle söyleyecek olursak
Eşyalarda dayanak biz de yürüme kısmı (Ayak)

Ballara daldırılır
Uçları doldurulur
Söz isterken bu uzuv
Havaya kaldırılır (Parmak)

Parmakların önünde
Hilal gibi kınında
Ne kadar kesersen kes
Uzar hafta sonunda (Tırnak)

Bu uzuv organların gevreği en irisi
Ele gelir karına bastırırsa birisi
Kanı yapar eritir glikozu düzenler
Zehirlerden arıtır tüm vücudu dirisi (Karaciğer)

Gövde de bir takıdır
Kasılan bir dokudur
İçersi boşalınca
Nefesleri kokutur (Dalak)

Ağrısı var güldürmez matem verir yas verir
Üzüntülü bir tavır takınılan his verir
Kaslar ile çevrili geniş bir boşluğu var
Doldurmazsan içini zile basar ses verir (Karın)

Dayanışma anında hep yan yana verilir
Bir kimseye çatarken sataşırken vurulur
İki kolun vücuda bağlandığı bu eklem
Bana ne denilirken silkelenir yorulur (Omuz)

Kapağı var boyu var
Yere çöken huyu var
Otururken bükülür
Bağları var yayı var (Diz)

Kol bacakta bulunur
İki kısma bölünür
Bu bükülgen olmasa
Kazık gibi kalınır (Dirsek)

Üzerine basılan ayaktaki çıkıntı
Bazı insanda vurur varlığı bir sıkıntı
Yokluğu daha kötü yürümeyi engeller
Hiç olmamasından olması hoş bıkıntı (Topuk)

Kaslardan ve kıkırdak halkalardan oluşan bir boru, 
Burnumuzdan ve ağızımızdan akciğerlerimize kadardır yolu (Soluk Borusu)

Ağızımızdan başlayıp midemize uzanan bir borudur, 
Yapısında kas dokusuda bulunur (Yemek Borusu)

Taşırlar kanı, kalbimizden vücudumuzun her yanına, 
Aort denir en büyüğünün adına (Atardamarlar)

Onlarla ısırır, koparır, çiğneriz besinleri, 
Azı, kesici, köpektir çeşitleri (Dişler)

Beş duyu oyganımızdan biridir, 
Kokuları alır, nezle olduğumuzda tıkanır (Burun)

İskeletimizin boynumuzla karnımız arasında yer alan bölümü, 
Akciğerlerimizi ve kalbimizi korumaktır rolü (Göğüs Kafesi)

Beynimizi iskeletimizin bu parçası korur,
Birkaç kemiğin birbiriyle kaynaşmasından oluşur (Kafatası)

Kasılıp gevşerler, 
Kemiklerimizle birlikte hareket etmemize yardım ederler (Kaslar)

İskeleti oluştururlar, mineralleri depolarlar, 
onlar geliştikçe uzar boyumuz, 
olmasalar dik duramaz vücudumuz (Kemikler)

Yağların sindirimi orada başlar, 
içinde binlerce küçük çıkıntı var (İncebağırsak)

Damarlarımızın içinde dolaşır, 
besinler vücudumuzun her yerine onunla taşınır (Kan)

Görevlerinden biridir safra salgılamak, 
böylece yağların sindiriminde rol almak (Karaciğer)

Kanı kalbimize taşırlar, 
çoğunun içinde bulunur kapakçıklar (Toplardamarlar)

İpincecik damarlar, 
kanımızla hücrelerimiz arasında madde alışverişini sağlarlar (Kılcaldamarlar)

Kanımızı süzerek ayırır atıkları, 
üretir vücudumuz için gerekli bazı hormonları (Böbrekler)

Boynumuzdan başlayıp uzanır sırtımız boyunca, 
hafif kıvrımlıdır, destek verir vücudumuza (Omurga)

Vücudumuzda idrarın depolandığı yer, 
dolduğunda insan hemen tuvalete gitmek ister (İdrar Kesesi)

Kemiklerimizi birbirine bağlarlar, 
hareket etmemizde önemli rol oynarlar (Eklemler)

Göğüs ve karın boşluklarımızı birbirinden ayırır, 
hıçkırık tuttuğunda aniden kasılır (Diyafram)

Çeşitli vitaminleri üreten yararlı bakteriler bulunur orada, 
gerçekleşir suyun emilimi bu organımızda (Kalınbağırsak)

Kalbimizin iki yanında yer alır, 
içlerinde küçük hava kesecikleri vardır (Akciğerler)

Hissederiz onu atardamarlarımızda, 
kalbimiz her attığında (Nabız)

Zarar görür fazla kalırsak güneşin altında, 
en büyük organıdır vücudumuzun aslında (Deri)

Hiç durmadan kasılıp gevşeyebilir, 
onun sayesinde kan damarlarımızda dolaşabilir (Kalp)

Şekli J harfine benzer, karışır içinde besinler (Mide)

Hem solunum hem de sindirim sistemimizin bir parçası, 
hava ve besinlerin geçtiği bir kavşak sanki orası (Yutak)



Kaynak: http://www.forumlord.net/bilmeceler/119403-iskelet-sistemi-ile-ilgili-bilmeceler.html#ixzz2RZwcu64m

ROMATİZMAL HASTALIKLAR




Bütün hastalıklarda olduğu gibi romatizma hastalıklarda da en uygun tedavinin yapılabilmesi için erken teşhis ve tanı çok önemlidir. Çoğunlukla erken dönemde teşhisi zor olmakla birlikte, bir romotoloğun gözetiminde hastalığın gidişatı gözlemlenerek doğru karara varılmalıdır. Çünkü belirli zamanlarda romatizmal hastalıklar değişiklik gösterebilmektedir. Bu nedenle teşhisi ve tanısı zaman alabilmektedir.
Romatizmal hastalıkların bir bölümünde hastalık müzmin bir şekilde sürebilir. Bu durumda tedavinin uzun süreceği ve verilen ilaçların hekim kontrolünde devam ettirilmesi gerekmektedir. Yapılan tedaviler hastalığı tam olarak iyileştirmese de günlük yaşamınızı ağrısız ve rahat olmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
Bu hastalıkları kavramak için, hareket sisteminin (iskelet, eklemler ve eklem çevresi yapılar) anatomisini tanımak gereklidir. Bilgisayarlı tomografi, nükleer manyetik rezonans gibi yeni inceleme yöntemlerinin ortaya çıkmasıyla romotolojik hastalıkların teşhisinde büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Aynı zamanda, genel ve yerel olarak yapılan romotolojik tedavilerin etkinliği de önemli ölçüde artmıştır. Son yıllarda geliştirilen ilaçlar, uygulanan tedavilerin büyük ölçüde olumlu bir şekilde sonuçlar vermesini sağlamıştır.Ailevi Akdeniz Ateşi(FMF) hastalığı da ayak bileklerinde kızarıklık ve şişme ile birlikte ağrıya yol açabilir.Bu hastalık Romatizma ile karıştırılabilmekte ve yanlış tedavi uygulanabilmektedir(sürekli antibiyotik tedavisi gibi).Bu nedenle doktorunuzu FMF olabileceği yolunda uyarmanız ve gerekli tahlilleri yaptırmanız hastalığın tanısına yardımcı olacaktır.

www.youtube.com ve www.vikipedia.org adreslerinden alınmıştır.

OMURGA


OMURGA:
Omurga, birbirine eklemlenen omurlardan oluşan ve kafatasmdan leğene kadar uzanan kemik eksen. Merkez sinir sisteminin en önemli bölümlerinden biri olan omurilik omurlann içindeki boşluklardan geçtiği için, omurga omuriliği koruyan kılıf olarak tanımlanabilir; ayrıca, bedenin dönüp bükülmesini sağlar. Omurgalılar (Vertebrae) şubesine adı verilmiş olan omurga, türden türe değişiklikler gösterir.İnsanda belkemiği de denen omurga, aralarında omurlararası diskler bulunan 7 boyun, 12 sırt ve 5 bel omurundan oluşur. Omurlar birbirlerine bağlı olduklarından, omurganın hareket yeteneği kısıtlıdır. Boyun omurları hem ileri geri, hem de birbirinin üstünde dönecek biçimde, sırt omurgalarıysa yalnızca önedoğruhareket edebilir ve birbiri üstünde çok kısıtlı Ölçüde dönebilirler. Bel omurlanysa ancak birbiri üstünde çok az gerilip esneyebilirler. İnsanda omurga üç kıvrım oluşturur; boyun omurları öne, sırt omurları arkaya, bel omurları da gene öne doğru birer eğri çizerler.
İskeletin omurga bölümü çocukta 33,erişkinde ise 26 omurun (Vertebra) üst üste birbirleriyle eklemleşmesiyle ortaya çıkmış olan bir sütundur. Bu yukarıdan aşağı düz olmayıp hafif eğimlere sahiptir. Boyun bölgesindeki omurga öne doğru hafif dışbükey, göğüs bölgesindeki omurga ise arkaya doğru hafif içbükey eğime sahiptir. Bel bölgesindeki omurganın da öne doğru hafif dışbükey eğimi vardır. Bu eğimlerin düzleşmesi ya da artması sonucu çeşitli sinirler baskıya uğrarlar ve böylece bu sinirlerle ilgili ağrı duygulan ortaya çıkar. Bunlar arasında en sık rastlananı çeşitli hastalıklar sonucu omurganın bel bölgesinde bir bozukluğun gelişip bel ağrılarına neden olmasıdır. Burada şunu hemen belirtelim; bel ağrılarının bunun dışında birçok değişik nedenleri vardır. Omurga, üst ucunda başla eklemleşmiştir. Bu eklemleşme başa hareketlilik kazandırır. Orta bölgede omurga, kaburga kemikleriyle, alt uçta da leğen kemiği (pelvis) ile eklemleşmiştir.Omurganın önemli görevleri vardır. Baş, göğüs kafesi ve içindeki organların, karın bölgesi ve içindeki organların taşınmasında görev almıştır. Diğer yandan sinir sisteminin omurilik bölümü, omurganın içinde bulunan “Omurga kanah”mn içine yerleşmiştir. Omurga başın ve gövdenin sağa, sola, öne, arkaya eğilme ve sağa, sola dönme hareketlerini sağlar. Omurgayı oluşturan omur kemiklerinin dağılışları şöyledir: Boyun bölgesinde çocuk ve erişkinde 7 omur kemiği bulunur. Bunlara “Boyun omurları” denir.Çocuk ve erişkinin göğüs bölgesinde 12 tane omur bulunur. Bunlara “Torasİk omurlar – Dorsal omurlar”, “Sırt omurları” denir. Bel bölgesinde ise 5 omur bulunur. Bunlara “Lumbal omurlar”, “Bel omurları” denir. Çocukta beşinci bel omurunun altında “Sakral omurlar” başlar. Bu omurların sayısı 5′tir. Yetişkinde sakral omurların beşi de birleşmiş, tek bir kemik halini almıştır. Bu yeni oluşuma artık “Sakrum kemiği” (kuyruk-sokumu kemiği) denir.Çocukta sakral omurların altında 4-5 omur daha bulunur. Bu omurlara “Koksig omurları” denir. Yetişkinde bu omurlar birleşip, tek bir kemik halini almıştır. Bu yeni oluşumun adı da “Koksig kemiği”dir.

www.saglik.im.com adresinden alınmıştır.